Gurbette okuyan tüm kızlara ve annelerine ithaf edilmiştir...
İnsanın
en deli zamanlarıdır gençlik... Hata yapmaya en yatkın olunan yıllar...
Dünya keşfedilmesi gereken, eğlenceli bir yokuştur. Ama hemen yanı
başımızdaki, bize yürümeyi, konuşmayı öğreten annelerimiz bilir ki; o
yokuştan her an baş aşağı düşebilirsiniz... İşte o zaman bizimle
birlikte annelerimizin de canı yanar... Hayatımıza konmuş meleklerdir
onlar...
İpek hayallerinin peşinden cesaretle koşabilen 17
yaşında bir genç kızdır. Hayatın hiçbir isi, pası sinmemiştir ona.
Annesi Melek de en çok bu yüzden korkmaktadır işte... Çünkü bu zamana
kadar bütün kötülüklerden koruduğu kızı, İstanbul'a gidip oyunculuk
okumak istemektedir. Melek hayatında ziyaretler dışında Balıkesir'den
dışarıya adımını atmamıştır. Büyük şehirlerin türlü kötülükler dolu
olduğunu bilir de, onlarla nasıl başedilir. Onu bilmez. Bu yüzden de
göndermek istemez İpek bakışlısını... İpek'ten önce bir çocuğu daha
olmuştur. Ama onu ecel almıştır elinden... Ama Melek şimdi çok
kararlıdır. Biricik kızını kimseye teslim etmeyecektir. Özellikle de
İstanbul'a ve şaşalı hayatına...
Ama Melek'in henüz bilmediği
bir şey vardır. İstanbul zorluklarının yanında hem kendisine hem de
İpek'e güzel sürprizler de hazırlamaktadır. Belki de İpek haklıdır:
"Hayal ediyorsan sonuna kadar gitmeye cesaret de etmelisin... Merhaba
İstanbul... Özgürlüğümün Başkenti"